30 Mart 2009 Pazartesi

KUTÜ'L AMMARE

Bugün halkımız tarafından pek bilinmeyen, bu zafer, 29 Nisan 1916 tarihinde Irak Cephesinde kazanılan Kutü'l Ammare zaferidir.
   
Osmanlı Ordusunun Birinci Dünya Savaşı’nda çarpıştığı cephelerden biri, İngilizlere karşı oluşturulan Irak cephesidir. Osmanlı dönemi kaynaklarında Irak-ı Arap olarak adlandırılan bölge, Dicle, Fırat havzasında tarihteki Mezopotamya’yı (Verimli Hilal) içine alır ve Basra Körfezi’ne kadar uzanır. 
   
 
Irak petrollerini ele geçirmeyi amaçlayan İngilizler, 6 Kasım 1914 tarihinde Basra Körfezinden Şattülarap ağzındaki Fav mevkiine asker çıkararak saldırıya geçmişler, ilerleyen aylarda bu saldırılarını kuzeye doğru genişletmişlerdir. 
İngilizler, 3 Haziran 1915 tarihinde Kutü'l Ammare’yi, Temmuz ayı sonlarına doğru da Nasıriye’yi işgal etmişlerdir. 

23 Kasım 1915’de ileri harekata geçen Türk birlikleri, General Townshend komutasındaki İngiliz ordusunu geri püskürterek Kut-ül Ammare’de çember içerisine almayı başarmışlardır. Kutü'l Ammare’yi bir kale gibi savunan General Townshend, 29 Nisan 1916 tarihinde teslim olmak zorunda kalmıştır.

Türkler, Kutü'l Ammare’de İngilizlerden başta Tümen Komutanı General Townshend olmak üzere toplam 13 general, 481 subay ve 13.300 askeri esir almışlardır. 

   
Kutü'l Ammare Zaferi, Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Ordusu’nun zor şartlar ve imkansızlıklar içerisinde, Çanakkale’den sonra kazandığı ve bir İngiliz tümeninin bütün personeli ile birlikte esir alındığı eşsiz bir zaferdir. Halil Paşa, Kutü'l Ammare zaferinden sonra 6’ncı Ordu’ya yayınladığı mesajında şöyle demiştir:
 
"Arslanlar!
  Bütün Türklere şeref ve şan, İngilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın güneşli semasında şehitlerimizin ruhları sevinçle gülerek uçarken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum.
  Ordum gerek Kut karşısında ve gerekse Kut’u kurtarmaya gelen ordular karşısında 350 subay ve 10.000 erini şehit vermiştir. Fakat buna karşılık bugün Kut’ta 13 general, 481 subay ve 13.300 er teslim alıyorum. Bu teslim aldığımız orduyu kurtarmaya gelen İngiliz kuvvetleri de 30.000 zayiat vererek geri dönmüşlerdir.
  Şu iki farka bakılınca, cihanı hayretlere düşürecek kadar büyük bir fark görülür. Tarih bu olayı yazmak için kelime bulmakta müşkülata uğrayacaktır. 
  İşte Türk sebatının İngiliz inadını kırdığı birinci zaferi Çanakkale’de, ikinci zaferi burada görüyoruz.”
  Avustralyalı araştırmacı Dr. Gaston Bodart tarafından Kutü'l Ammare Zaferi, “İngiliz prestijinin Birinci Dünya Savaşı’nda yediği en büyük darbe olarak yorumlanmaktadır.” 

  Halil Paşa, Kutü'l Ammare’nin teslim alındığı gün orduya bir tebrik mesajı yayımlamış ve bu günün “Kut Bayramı” olarak kutlanmasını istemiştir.
  Söz konusu zafer diğer zaferlerimiz gibi Türk Silahlı Kuvvetleri’nde düzenlenen etkinliklerle anılmaktadır.